İstanbul Havalimanı Dış Hatlar Gidiş Terminali’nde saat 06:50’de buluşma. Bilet ve bagaj işlemlerinin ardından Türk Hava Yolları‘nın TK870 tarifeli seferi ile saat 09:50’de Tahran’a uçuş. Yerel saat ile 14:25’de varışın ardından bizleri bekleyen özel aracımız ile havalimanından ayrılıyoruz. İlk durağımız Unesco'nun da koruma altına almış olduğu Gülistan Sarayı. Günümüzde müze olarak kullanılan bu sarayın inşasına Türk Safevi hanedanından olan I. Tahmasp zamanında başlanmış ve zamanında İran Türk hanedanı Kaçar Hanedanı’nın şahlarının ikametgâhı olarak kullanılmıştır. Pehlevi Hanedanı döneminde resmi törenler ve yabancı heyetlerin üyelerinin ikameti içinde kullanılmıştır. Gülistan Sarayı gezisinin ardından Milattan önce 5000. yıllara dayanan zengin tarihi buluntu ve eserleriyle İran Ulusal Müzesi'ni ziyaret ediyoruz. Günümüzün son gezisi olarak Iran Ulusal Mücevher Müzesi'ni geziyoruz. Gezimizin ardından otelimize transfer oluyoruz, geceleme otelimizde.

Kahvaltının ardından günümüzün ilk gezisi Saadabad Sarayı. Kaçarlar ve Pehlevi Hanedanı tarafından 3000 dönümlük arazide yapılan bu kompleksin 1800 dönümünü doğal orman, pınarlar, yer altı su şebekeleri ve bahçeler oluşturmaktadır. Gezimizin ardından İran'ın en ünlü ressamı ve hattatı olan Reza Abbasi Müzesi’ni geziyoruz. Gezimizin ardından misafirlerimiz ekstra olarak düzenlenecek olan Geleneksel Akşam Yemeği Turu'na katılabilirler ( 85 Usd). Turumuzun ardından otelimize transfer ve geceleme otelimizde.

Kahvaltının ardından Kaşan Şehri'ne hareket ediyoruz. Kaşan'da Unesco'nun da dünya miraslar listesine aldığı Tabatabaei Evleri ya da Boroujerdi Evleri ,Fin Bahçeleri'ni geziyoruz. Buradaki gezimizin ardından yaklaşık 450 km uzaklıkta olan İsfahan'a doğru hareket ediyoruz. İsfahandaki ilk durağımız Sie se Pol Köprüsü buradaki molamızın ardından Khadju Köprüsü'ne hareket ediyoruz. Buradaki molamızın ardından otelimize transfer ve geceleme otelimizde.

Kahvaltının ardından ilk durağımız İsfahan'ın kalbi olarak anılan Çehel Sütun Sarayı Safevi şahı I. Abbas tarafından, içine Çehel Sütün'u da alan geniş bir saray ve botanik bahçeler kompleksinin bir parçası olarak inşa ettirilmiştir. Aynı zamanda şahın eğlencesi ve kabul törenlerinde kullanılmak amacıyla yaptırılmıştır. Nitekim I. Şah Abbas ve ardılları mevkî sahibi kişileri ve elçileri bu sarayda,ya sarayın terasında ya da kabul salonlarında kabul etmişlerdir. Saray seramik üzerine fresk ve tablolarla süslenmiş; zaman içerisinde sarayın seramik panellerinden birçoğu yerinden çıkarılmış ve Batı'daki büyük müzelerin koleksiyonuna dâhil olmuştur. Çehel Sarayı gezimizin ardından Unesco'nun da dünya miraslar listesine aldığı Nakş-ı Cihan Meydanı'na geçiyoruz. Nakş-ı Cihan ''Dünya'nın Resminin Meydanı'' ya da ''Şah'ın Meydanı'' olarak anılırken İran'da çoğunlukla İmam Meydanı olarak bilinir. Meydanda Safavilerden kalma Ali Kapı Camii ve Şeyh Lütfullah Camilerini panoramik olarak görüyor ve fotoğraflamak için mola veriyoruz. Fotoğraf molamızın ardından yine Unesco'nun dünya miraslar listesinde bulunan Mescid-i Cuma'yı ziyaret ediyoruz. Mescid-i Cuma Pers mimarisinde en uzun minareli olarak inşa edilen yapılardan biridir. Gezimizin ardından otelimize transfer ve geceleme otelimizde.

Kahvaltının ardından yaklaşık 325 km uzaklıkta olan Yezd Şehri'ne doğru hareket ediyoruz. İlk durağımız dünya mirası listesine alınmayı bekleyen Meybod Kenti. İslam öncesi zamana ait önemli eserlerin bulunduğu kentte ilk molamız Kerpiç Evler Bu yapılar önceki çağlarda buzdolabı görevini üstlenerek, bölgede yaşayan insanlar kar ve buzu kışın dağlardan getirip bu binalarda saklayarak yaz için hazırlık yapılırdı. Kerpiç Evlerden sonraki gezimiz Fahadan bölgesi İran kültür ve mimarisinin ruhunu hissedebileceğiniz dar sokakları, binaları ve türbeleri ile şehri keşfederken keyif alacaksınız. Gezimizin ardından otele transfer ve geceleme otelimizde.

Kahvaltının ardından yaklaşık 445 km uzaklıkta olan ve Dünya'nın eski tek tanrılı dinlerinden biri olan Zerdüşt dininin en önemli ibadet yerlerinden biri olan ve 1500 yılı aşkın süredir yanan bir ateşin olduğu Ateş Tapınağı. Tapınak gezimizin ardından Şiraz kentine doğru hareket ediyoruz. Yol üzerinde Unesco'nun dünya miraslar listesine aldığı Pasargad Kenti'nde mola veriyoruz. Pasargad; Pers Uygarlığı'nın Ahameniş Hanedanlığının ilk başkenti olma özelliğine sahip bir kenttir. Kentin adının, en büyük Pers kabilesini oluşturan Pasargadlardan türemiş olduğu sanılır. Burada Unesco'nun dünya miraslar listesine aldığı ve Pers İmparatorluğunun kurucusu olan Pers İmparatoru Kiros'un Mezarı'nı görüyoruz. Gezimizin ardından Şiraz kentine doğru yola çıkıyoruz. Otele transfer ve geceleme otelimizde.

Kahvaltının ardından Pers İmparatorluğunun başkenti ve Unesco’nun da dünya miraslar listesine aldığı Persepolis Antik Kenti'ne doğru hareket ediyoruz. Persepolis Milattan önce 6.yy' ın sonlarına doğru Pers Kralı 1.Darius tarafından kurulmuştur..Darius'dan sonra tahta çıkan I.Serhas ve Ardaşir şehri büyüterek harika anıtlarla doldurmuşlardır. Persepolis'in yakınındaki kayalık dağın yamaçlarında birbirinden 8–10 km uzaklıkta, kayalar oyularak yapılan ve saray görünümlü iki kaya mezar vardır. Frigya kral mezarlarına benzeyen bu mezarlar Nakş-ı Rüstem olarak anılırlar. Bunlardan biri Darıus I'in mezarıdır. Milattan önce 331'de Büyk İskender Persleri yenerek şehri yakar ve daha sonrasında şehir terkedilerek toprak yığınları arasında kalır. 1930'lar da başlayan arkeolojik kazılar sonucu şehir tekrar ortaya çıkar. Persepolis gezimizin ardından Necropolis'i geziyoruz. Necropolis'te Pers Krallığı'nın en önemli 4 kralının kaya mezarlarını görüyoruz. Kaya Mezarları gezimizin ardından otelimize transfer. Geceleme otelimizde. 

Kahvaltının ardından tam gün sürecek olan şehir turu bizi bekliyor. Rehberimiz eşliğinde ilk durağımız Unesco'nun da dünya miraslar listesine aldığı ve geleneksel Pers Bahçelerinin sembolü olan Eram Bahçeleri. Eram Bahçelerinin ardından ikinci durağımız Kerim Han Kalesi. Burası Kerim Han’ın hanedanlığı süresinde yaşadığı evi. 4 bin metre kare alana kurulu olan kalenin her biri 14 metre yüksekliğe ulaşan 4 kale burcu var. Bunlardan bir tanesi Pisa Kulesi gibi yan yatmış. Kale Pehlevi Hanedanı sırasında hapishane olarak da kullanılmıştır. Kalenin içerisinde bir bahçe, bahçede narenciye ağaçları ve birçok İran yapısında olduğu gibi ortada bir havuz bulunuyor. Sarayın içinde ise büyüleyici güzellikteki cam işçiliği bulunuyor. Kerim Han Kalesi gezimizin ardından turumuza Mollalar Medresesi ile devam ediyoruz. Gezimizin ardından turumuza Vekil Pazarı ve Moshir Sarayı ile devam ediyoruz. Moshir Sarayı 250 yıl önce pazar yeri olarak kurulmuş fakat sonrasında bazı bölümleri müzeye çevrilmiş bazı bölümleri de restoran olarak kullanılmaya başlanmıştır. Iran Devriminden sonra bir süre kapalı kalmış daha sonra tekrar kullanım alanı olarak açılarak el yapımı halı ve hediyelik eşya satılan mağazalara dönüştürülmüştür. Çarşı turumuzun ardından havalimanına transfer.

Bagaj, bilet ve pasaport işlemlerinden sonra Türk Hava Yolları’nın tarifeli seferi ile İstanbul’a hareket. İstanbul’a varışımızın ardından gezimiz sona eriyor.